Doğu expresi'nin haricinde; İzmir Basmane'den gelen posta treni (gazete, mektup vs.) ile iki vagonu yolcu diğerleri yük vagonu olan karma treni vardı. (2) Bir de, Kars'tan canlı hayvan taşıyan marşandiz ile, her gün Ilıca şeker fabrikasına pancar taşıyan yük treni. (3)
Bazen de asker taşıyan ''Sevkıyat treni'' (4) ile sabah akşam, Erzurum Hasankale arası çalışan banliyö treni vardı. (5) Bir de sinemalı vagon.. Akşamları, istasyon personeli film seyrederdi.
Expres'in geçiş önceliği olduğu için, öteki trenler bekletilirdi. Bu bekleyiş ikindi ile akşam arasına denk gelirse; Malakan'da ki kaz ve ördekler kümeslerine dönerken trenin kenarında beklerdiler. Kesinlikle trenin altından geçmezdiler.
Cihan eze, kazlarıyla konuşurdu. Trenin altından önce kendisi geçerdi, şartlanmış olan kazları da kendisini takip ederdi. Bunu gören yabancılar, kendisine hayran kalırdı. ( Evinde bulunan tarihi bir Kur'an-ı Kerimi elde etmek için, bir memur Cihan ezenin boğazını keserek öldürmüştü.)
Tren geleceği zaman, bir görevli makasların başlangıç yerinde yeşil bir flamayla treni karşılardı. İstasyona girerken de hareket memuru ışıklı bir aparatla karşılardı. Bu işlemi bazen de gar müdürü yapardı. (6) Tren giderken de yine gar müdürü imzalı bir kağıt verir ve tren giderdi.
İstasyonda bulunan telefon manyetoluydu. Trenin gideceği istasyona telgraf çekilir hem de telefon edilirdi. ''Alo Horasan ''... Bu cümle 10-15 kere sinirli bir şekilde bağırılarak söylenirdi. (Bu yazılar, 1965-1980'li yıllara aittir.)
DİPNOTLAR:
1- Bu satıcılar: Mustafa Ölçer (Esansçı Mustafa), Ömer Bayoğlu (Artist Ömer), Rasim Binici (Resso), Muzaffer Araz (Avcı Mızo), Yaşar Penekli. (Dado Yaşar), Fehmi Avcı (Çolak Fehmi) ve Alper Kaplan.. (Hem türkü söylerdi hem de diliyle kaval sesi çıkarırdı.).. Lavaş ekmek, yumurta, salata, üzüm, esans, haşlanmış mısır, Oltutaşı tespih satılırdı. (Lavaş ekmekler; Osman Konuş'un fırınından alınırdı. Salih Bulak'ın mağazası şimdiki kahve..)
Kondüktör; vagonun sonuna geldiğinde önce wc'yi kontrol eder, sonra sağ ve sol kapıları açıp dışarıya bakar ondan sonra öteki vagona geçerdi. Biletsiz satıcılar; kondöktörün açıp kapadığı kapının, simetriği olan kapıyı açıp öteki vagonun kapısından içeri geçerlerdi. Bu işlem çok tehlikeliydi ve 3-4 saniye içinde yapılması gereken bir işlemdi.
Bu satıcılar hareket halinde ki bir trene kolaylıkla inip binebiliyorlardı. Dikkatsizlik ölümle sonuçlanabilirdi. Trenden hatalı atlayan Cin Ali'yi, tren ikiye biçmişti.
2- Marşandiz ve pancar treninin manevra yapışını tahta köprüden seyrederdik. Manevra esnasında vagonları birbirine ''makasçı'' denilen personel bağlardı. Makasçı, iki vagonun arasına geçer, çok ağır olan demir halatı öteki vagonun kancasına takıp sabitlerdi.
Elindeki düdükle değişik sesler çıkarıp makinistle haberleşirdi. Gece vakti yapılan manevrada ayrıca lüx lambası kullanırdı. Bir ramazan günü; hatalı bağlama yüzünden canlı hayvan dolu vagonlar -Alvar istikametinden- kopup geri geldi ve cenderenin karşısında devrildi. Müthiş bir gürültüyle sofradan kalktık. (Bizim evin karşısı.) Bir sürü hayvan telef oldu, bir kısmı da ölmeden kesildi.
Trenin manevrası bittiğinde cendereye çekip su alırdı. Çok kere de kömür dökerdi. Bu kömürler mahallelinin geçim kaynağıydı. Tren gideceği zaman bazen patinaja düşerdi. Bütün tekerlekleri ekseni etrafında önerdi. Bir iki denemeden sonra yine kalkışa geçemezse, istim yapardı. (Kazana bolca kömür atılırdı ve müthiş duman çıkardı. ) Biraz sonra oflaya puflaya giderdi.
3- Pancar vagonlarını taşıyan tren geçerken Rasim Binici (Resso) ; Tahta köprüden en son vagona atlayıp koşarak en öndeki vagona gelirdi. Bu çok tehlikeli bir atlayıştı. Özellikle vagondan vagona atlarken çok hızlı atlaması gerekirdi. Ufak bir hata ölümle sonuçlanabilirdi. Kovboy filmlerinde bile bu sahneyi ancak dublorler yapabilirdi.
4- Sevkıyat trenindeki askerler; postaneye götürmemiz için pul yapıştırılmış mektup verirlerdi. Bunlar evli veya nişanlı askerlerdi. Bazen de su doldurmamız için şişe verirlerdi.
5- Erzurum'dan günübirlik gelenler banliö treniyle gelirlerdi. Biletler çok ucuzdu. tam, 2,75.. öğrenci 2,25..lira idi. Minibüsler 8, Chevrolet taksiler ise 12,5 liraydı. Tren cumartesi-pazar 4 -5 vagonla gelirdi. Bahçelere giden bu yolcuların, bir ucu istasyonda bir ucu da asma köprüde olurdu. İstasyonda, bir de çay bahçesi vardı. Gidip, gelen yolcular burada dinlenirdi.
6- Gar müdürü, Sırrı Günay'dı. Lojmanı istasyonun üstündeydi. İstasyon ile karayolu arasında; kütüphanenin karşısında tek katlı lojmanlar vardı. Yol genişleyince bu evler yıkıldı.
NOSTALJİ, DEVAM EDECEK.