NOSTALJİ-ÇERMİK ŞENLİKLERİ

İlçe stadyumunda, senede üç gece folklör ekipleri ve ses sanatçılarının katılımıyla yapılan bir eğlence programıydı. Akşam vakti Belediye Başkanı, İhsan Toraman'ın: '' Değerli Hasankale'liler..'' diye başlayan açılış konuşmasıyla başlar, gece yarısı 2,5- 3 civarında Kars Kafkas ekibinin zarif gösterisiyle son bulurdu. Çok küçükken bu etkinliğe gittiğimizi hatırlıyorum. Meydan köprüsünü geçip, çermik yoluna gelip şimdiki Aras -Edaş'ın önünden geçerek bahçeler mevkiindeki stada giderdik.(1)

İlçeye gelen bütün folklör ekipleri, program boyunca turistik otelde ağırlanırdı. Her ekibe bir kişi yardımcı olur ve ilgilenirdi. Babama da Kars ekibi ile ilgilenmek görevi verilmişti. Programdan bir gün evvel; bütün ekipler flamaları ve tabelalarıyla, ilçede kortej yürüyüşü yapardı.

Erzurum, Kars, Trabzon, Artvin, Silifke, Konya, Zeybek, Van, Bursa kılıç kalkan ve Bitlis folklör ekipleri.. hatırlayabildiklerim. Aşık Murat Çobanoğlu, Yaşar Reyhani ve Erzurum radyosu sanatçıları da -Raci Alkır ve Mükerrem Kemertaş başta olmak üzere- sahne alırlardı. (2) Bu etkinliğe; Erzurum radyosu, sanatçı ve enstrüman konusunda hiçbir desteği esirgemezdi. 

Raci Alkır türkü söyleyecekken (Dün gece yar hanesinde yastığım bir taş idi.. Altım çamur üstüm yağmur yine gönlüm hoş idi. Ben yandım seni bilmem...) mikrofon bozulur. Tamirden sonra şöyle der: ''Hasangala çermik şenlikleri.. Tahtadan tüfek bamyadan fişek.. Raci Alkır; akabinde de İbrahim Hakkı Hazretlerinin, ‘’Can ellerinden gelmişem, fani mekanı neylerem.. Ol mülke meylim salmışam, ben bu cihanı neylerem’’ gazelini söylemişti. 

Aşık Yaşar Reyhani ise, köyündeki bir adamın trajedisini; '' Bir Abdullah vardı öldü kurtardı, ne ey oldu gardaş öldün kurtardın..'' sazıyla dile getirip söylemişti. Kars' aşık Murat Çobanoğlu ise : ‘’20. asrın sonuna kaldık evlat baba bilmiyor..’’ şeklinde kendi eserini icra etmişti.

Folklör ekipleri içerisinde; Bursa kılıç- kalkan ekibi hayli ilgimizi çekmişti. En son Kars- Kafkas ekibi; bateri ve akordeon (garmon) enstrümanları eşliğinde sahne almıştı. Yerde yatan bir folklörcünün üzerindeki tahtaya dudakları arasındaki hançeri saplaması herkesi heyecanlandırmıştı.

(Bu ses aslan sesidir.. Bu ses demirperdeyi damla damla eriten Katerina Çar Petro’yu deli eden Şeyh Şamil’in sesidir. Ağlama ey gözleri bulutlu yar…..)sözleri eşliğinde gösterilerini tamamlamasıyla Çermik Şenlikleri festivali de geceyarısı saat 3 sularında bitiyordu

DİPNOTLAR:

1- Burada yan yana iki çadır vardı. Birinde tüfekle küçük bir yuvarlağa ateş edip maket uçağın düşüp barutu patlatması, diğer çadırda ise halkacı vardı. Amaç yerdeki; kulüp, yeni harman, çamlıca sigaralarına üçü bir liraya satılan halkayı geçirmekti. Bizi bu etkinliğe; Ezalettin abi (dayı oğlu) götürürdü, her sene.. Önce tüfekle ateş eder, uçakları düşürür ve halka atarak sigarasını alıp kendini hayran bıraktırırdı hepimize...

2- O zaman 1245 m. uzun dalga yayın yapan Erzurum radyosu, herkesin tek eğlence kaynağıydı. (İstanbul radyosu ve Çukurova'nın sesi radyoları da dinlenirdi.) Kısa dalga yayın yapan Meteorolojinin sesi ve Polis radyosu vardı. TRT'de arabesk yasak olduğu için bu radyolar arabesk müzik çalardılar.

Pazar günü; Türk hafif müziği (aranjman) ve sanat müziği dinleyici istekleri, Liselerarası bilgi yarışması, Radyo tiyatrosu ve mikrofonda tiyatro vardı. Doğu bloku ülkeleri de arabesk müzik çalardılar. (Doğu Almanya, Budapeşte, Bulgaristan, Kıbrıs Radyo Korporasyonu ve Varşova) Yüksel Özkasap, Nuri Sesigüzel, Yıldız Tezcan, Sami Kasap, Esengül ve Müslüm Gürses'i çalardılar. Azerbaycan radyosu azeri şarkılar çalardı. Açılış anonsları şöyleydi: Burası Moskova.. Burası, İran Tehran, Burası Kıbrıs Radyo Korporasyonu (Rum radyosu.). Irak Türkmen radyosu ve arap radyolarını da dinlerdim.

Sabahları yedi buçuk haberlerinden önce: ‘’ Türkiye İş bankasının köyümüz ve köylülerimiz için hazırladığı eğitici bir program dinleyeceksiniz.’’ anons edilerek o günkü aktüel bir program tiyatral bir biçimde sunulurdu. Programda Çopur adlı bir karakter vardı.

Saat 8’e doğru fon müziği eşliğinde ‘’Çevremizde bugün’’ programı sunulurdu. Oltu ve Pasinler kalesini, Tortum Şelalesini gezebilirsiniz.. diye devam ederdi. Bunun peşine, -evden çıkıp okula giderken- bir aranjman çalardı. (Yeşim’den: ''Olmaz böyle şey, yoksa rüya mı, tam mutlu oldum derken yıktın bütün dünyamı…'' A. Yaşar Bayoğlu bunu sınıfta söylerdi. )

Her akşam (cumartesi pazar hariç) arkası yarın vardı. Şöyle anons edilirdi: Fazıl Hayati Çorbacıoğlu’nun aynı adlı romanından, sahneye uyarlayan…Seslendirenler, Gül Gülgün Milor, Erol Amaç... Son cümlesi şöyleydi: Efekt, Ertuğrul İmer..

Bir adamın eşkıyaların elinde esaretini anlatan ‘’Eşkıya İninde’’ adlı arkası yarın programı herkesin aşırı ilgisini çekmişti. Arkası Yarın programını herkes dinlerdi. Kadınlar yorum yapıp akşamki program hakkında tahminde bulunurlardı. En güzel yorumları Behile Hala yapardı. Ayrıca kendine has üslubuyla da ağacın dalında programını icra ederdi.

Her gün; ''okul radyosu'' adı altında bir program vardı. 4.ve 5. sınıfın dersleri tiyatral bir şekilde anlatılırdı ve çok kaliteli bir programdı. Günde iki kere yayına girerdi. (Sabahçı ve öğlenciler için.) Kalabalık bir ailenin sohbetleri adı altında bir program daha vardı. Adı herhalde Bizimkiler olmalıydı. Oyuncular: Şükran Güngör, Çolpan İlhan Adile Naşit, Tevfik Gelenbe (Badı Kalfa) Bu program da ilgi ile izlenirdi.

Babam gece eve geldiğinde, hem gazetelerini okur hem de İstanbul radyosunu dinlerdi. Orhan Boran ve Tarık Gürcan’ın sunduğu yarışma programları vardı. (Sponsor Yapı Kredi Bankası.) Çek soruyu bil doğruyu, tamam mı devam mı.. En sonunda spiker şöyle derdi: ''Akdo reklamın (Veya Kurt ajans) programını dinlediniz.. Orhan Boran sundu..'' Ayrıca, Orhan Boran’ın Yuki adlı bir programı vardı. Yuki ve Şişko Nuri adlı çocuk kahramanlarıyla sohbet ederdi. İki çocuğun sesini de kendisi çıkarırdı.

İstanbul radyosu, hep sanat müziği arada da türkü ve batı müziği çalardı. Şimdi Paul Mauriat orkestrasını dinliyorsunuz.. James Last sizin için çalıyor.. Tom Jones’i dinliyorsunuz.. İclal Eroğlu programına başlıyor. Saz arkadaşları, Cahit Erköse, Yorgo Bacanos, Udi Hrant… Refik Fersan'ın hicaz peşrevini müteakiben, sanatçımız beste ve güftesi Muzaffer İlkar'a ait hicaz eseri icra edecek..''Gözlerimden yüzün kulaklarından sesin silinmedi gitti..'' Sevim Deran, Bilge Pakalınlar, Perihan Altındağ Sözeri, Mustafa Sağyaşar, Behiye Aksoy ve daha birçokları..

Şimdi Nezahat Bayram’dan türküler dinleyeceksiniz. (Kışlalar doldu bugün türküsünü söylerdi.) Nurten İnnap, Nurettin Çamlıbel, Seha Okuş, Muazzez Türüng, Aliye Akkılıç..

Şimdi Türk hafif müziği dinleyeceksiniz denildiğinde de: Nonna Bella (Hayat bitmeden vakit geçmeden görseydim seni dünya gözüyle..), Cem Karaca (Resimdeki gözyaşları, Hasankale'si..), Barış Manço (Dağlar dağlar, Binboğa'nın kızı) , Üç Hürel, Modern Folk üçlüsü, Fikret Kızılok, Esin Engin, Erol Büyükburç, (Elvis Presley’in Türkiye temsilcisi) Esmeray (Unutama beni) , Asu Maralman..

Yabancı müziklere türkçe uyarlama yapılırdı. Bunu en iyi Sezen Cumhur Önal yapardı. Fransız Christian Adam'ın, ''Si tu savais combien je t'aime'' (Seni ne kadar çok sevdiğimi bilsen..) şarkısını; Gönül Yazar; ''seni sordum hatıralara'' türkçe sözleriyle okuyordu. Aynı şekilde Lili İvanova'nın ''Camino'' adlı şarkısını Selda Bağcan türkçe ''O günler'' uyarlamasıyla söylüyordu.

Lübnan'lı sanatçı Fayrouz'un ''Sa'alouny el nas'' adlı şarkısını Mine Koşan ''Nerde o günler'' adıyla söylüyordu. (Mine Koşan'ın kocası, Vedat Yıldırımbora arap müziklerine türkçe sözler adapte ederdi.) Miraille Mathieu'nun söylediği ''Laveugle'' adlı şarkı, Ayten Alpman tarafından ''Bir başkadır benim memleketim'' adı altında türkçe olarak seslendiriliyordu. Ayrıca türkçe söyleyen yabancı şarkıcılar da vardı. Marc Aryan (Yalancısın) Adamo (Her yerde kar var.)

Bir de Zeki Müren’in programı vardı.. Şimdi Unıroyal lastikleri için hazırladığımız programı sunuyoruz. ‘’Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun sevgili şoför arkadaşlar.'' diye başlardı. İstanbul'un en sosyetik semtlerini ve buradan yazılan istek mektuplarını okuyup (Bebek'ten; Işıl, Yaprak, Bahar, Suadiye'den.. ) ve ismini sayamadığım 217 hanım dinleyicim için Şekip Ayhan Özışığın karcığar makamındaki ''Unutmadım seni ben'' adlı eserini seslendirmeye çalışacağım deyip.. programın sonunda da hürmetlerimi lutfen kabul buyurunuz efendim diyerek programını sonlandırırdı.

İkindi ile akşam arası her gün Erzurum radyosu yurttan sesler korosunun Suat Işıklı yönetiminde programı vardı. Ses sanatçıları: Raci Alkır, Mükerrem Kemertaş,Muharr em Akkuş, Ekrem Çakıllı, Gündüz Gözümoğlu, Lütfü Ortakale, Mehmet Çalmaşır, Mete Çelenk, Metin Solmaz, Zeki Süzergil, Kenan Tuna, Fuat Durular, Kubilay Dökmetaş... Saz ekibi ise : Abdurrahman Lehimler, Ayhan Seratlı, Bayram Şengül, Metin Gülebenzer, Muammer Özkavcı, Nurullah Akçayır, Fuat Lehimler, Cengiz Çelenk, İlhami Kanber, Osman Mavioğlu..

Çarşıdaki bütün dükkanlarda radyo vardı. (Phılıps, Singer, Siera, Telefunken, Nevtron, Delta..) Kaldırımda yürürken, türküyü de dinlemiş olurduk. (Gel yanıma yanıma seni saram canıma.. Saçlarından bir tel ver ilaç edim yarama.. ve nakaratı; livan livan lavan oy livan oy... en çok çaldıkları türküydü. ) Önceleri Erzurum yöresine ait türküleri söylerdiler daha sonra her yörenin türkülerini söylemeye başladılar. (Sabah erken uyandım, uyandım da ben yandım. Taş olsaydım erirdim, toprak idim dayandım. Ve Urfa yöresinin, garip bir kuştu gönlüm....)

Sonraları, sanat müziği korosu da kuruldu. Yıllar evvel sanat icra eden bu iki koronun şimdi olmayışı Erzurum için çok büyük bir kayıptır, kanaat-ı acizanemce..

NOSTALJİ DEVAM EDECEK. (Sinema, gazeteler, lavaş fırınları, okul hatıraları, çarşı....)