ÇARŞI-9

Üstü Ziraat Bankası altı Hasan Çakıcı’nın (Kuzu Hasan) işlettiği öğretmenler lokalinin yanında sırasıyla; bakkal dükkanı (1), Zafer Önal ve Abdullah Solak’a ait marangoz dükkanı (2) ile Turgut Pasin’in Massey Ferguson traktörleri satan acentası vardı. Şimdiki İbrahim Gürsaç’a ait binanın yerinde bahçeli 3 tane ev vardı. Birinde Recai Pasin diğerinde fizik öğretmenimiz Esma Uçar babasıyla otururdu. (3) Biraz arkada Şoför Nabi Ayıkol’un , sokağın karşısında ise Mürsel Güzel’in evi vardı. (4)

Lisenin karşısında ise maliye lojmanları vardı. Annesiyle ikamet eden cumhuriyet savcısı Uğur İbrahimhakkıoğlu, ilköğretim müdürü Adil Sofuoğlu, nüfus müdürü Zülküf Kapıcıoğlu ve maliye memurlarından Gülbeyi Kartal otururdu. Bitişinde bulunan çeşmenin yanında Ebubekir Çelik'in evi vardı. Çeşmenin karşısındaki iki katlı evde ise lisede memurluk yapan ve seleli motosikleti olan Servet bey otururdu.

Devamında; Recep Tuşik, Mükerrem Sarıgül ve Nihat Deliler’in evi vardı. Çarşının sonu ile Kars-Erzurum karayolunun birleştiği noktada Özkan Koltukoğlu’nun Petrol Ofisi (5) arkasında da Selami Avcı’nın evi vardı.

Petrol Ofisi’nden karşıya geçince Şadi beyin (6) doktorluk yaptığı sağlık ocağı vardı. Yıllarca hizmet veren personel ise: Hüsam Kadıoğlu, Recep Yazıcı, Kamile Toktaş, Şahst Kılıç, Dursun Polat, Hüseyin Özkılıç, Burhan hocanın eşi Fatma Çaşkır (7) , Şoför Osman Aksoy ve Nevriye Oflaz ...

DİPNOTLAR:

1- Necmettin Güngör önce burada sonra da, Hacı Rüştü kahvehanesinin yukarısındaki dükkana taşındı. Erzurum Sigorta hastanesinde çalışmaya başlayınca muayenehanesini de Yukarı Mumcu caddesinde açtı. (Foto Spor’un biraz aşağısındaki apartman girişinde.)

2-Marangoz dükkanı, kaldırımdan 10 m. kadar içerde büyük ve çok eski bir yapı idi.

3-Bolu Düzce’li olan Esma Uçar; 5-fen sınıfında ( PSSC ) fizik dersimize 6-matematik sınıfında ise kimya (Modern kimya) dersimize geldi. İtalyan paça pantolon ve önlük giyerdi. Çok kere ellerini önlüğünün cebine koyardı. Fizik dersimiz 2 saati deney olmak üzere haftada 8 saatti. Optik ,içten tam yansıma, Snell kanunu, kırılma indisi,bağıl indis gibi konulardan oluşan ilk yazılı notlarını okurken teşekkür etti, içten tam yansımayı çok iyi anlatmışım diye..Sene sonunda fizik dersinden bitirme sınavında 50 soru sormuştu.

4-Mürsel Güzel, Kredi Yurtlar Kurumu’nda çalışmaktaydı. 1975 senesinde, babamla fen fakültesi matematik bölümüne 1008 numara ile kayıt yaptırıp (Kayıt işlemini Sabri Çolak yapmıştı. Bahçesinde salkım söğüt olan eski rektörlük binası..) kredi yurtlar kurumuna gidip ön kayıt yaptırdık. Tam gidecektik ki, Mürsel Güzel’e rastladık. Yurda ön kayıt yaptırdığımızı söyleyince, oradaki personeli dikkate almadan matbu kağıtları hızlıca aldı. Evrakları tamamlayıp kesin kaydımı yaptırdı. O zaman yurt ücreti aylık 95 liraydı. Bir aylık ücret ve depozit toplamı olan 133 lirayı cebinden ödeyip, ertesi gün evine getirmemi söyledi. Yaptığı bu jesti hiçbir zaman unutamam ve her gördüğümde hürmette kusur etmemeye çalışırdım.

5-Özkan Koltukoğlu, Sürmene’liydi ve çocukluğundan beri Hasankalede’ydi. Ortaokulu burada okumuştu. Petrol istasyonu karayolları bölge müdürlüğü tarafından istimlak edilince mecburen Sürmene’ye gitti. Gittiğinde yaklaşık 85 yaşlarındaydı. Gittikten kısa bir zaman sonra da rahmetli oldu. Kalabalık bir heyet taziyeyesine gittiler. Yanına uğrayıp halını hatırını sorardım. Dedi ki: ‘’ Bir gün, Kemal Kadıoğlu ve Cihat Özaras ile Erzurum’a lokantaya balık yemeye gittik. Bunlara dedim ki, ben numune balık sesleyeyim ben sipariş verirsem siz de söyleyin. Numune balık geldi ben yemedim. Bunlar yediler ve akabinde hastalandılar..’’

6-Şadi bey, uzun yıllar Sağlık ocağında doktorluk yaptı. Sağlık ocağının doğusundaki camekanlı balkonlu lojmanda otururdu. Aşırı entelektüel olup profesyonel avcıydı ve Barbara Cartland’ın romanlarını okurdu. Özel muayenehanesi ise, Hasan Çakıcı’nın kahvesinin karşısında –şimdiki kasap dükkanının yeri.- idi. Şadi bey, bir gün ilacın içindeki tozu gizlice boşaltıp hastasına vererek, bunu içince hiçbir hastalığın kalmayacak der. Sebebi sorulduğunda şöyle der. O hastanın hiçbir rahatsızlığı yoktu, söylesem inanmayacaktı. Mecburen böyle yaptım.
80’li yıllarda görev yapan Sezai Yıldırancan’ın da teşhisi ve akademik bilgisi süperdi. Daha sonra Ağrı devlet hastanesine başhekim oldu. Başhekimlik yapan Faruk Kılıç, hastaneyi profesyonelce yönetti. Son model cihazlar ve 10 kişiye aynı anda hizmet veren diş polikliniğini devreye soktu. Soba ile ısınan Hasandede camisinin kaloriferli sisteme sokulmasını kendisi ve hastane personeli yapmıştır. Bir gün yaşlı bir hasta Faruk beye gelerek yazdığı reçetenin kendisini hemen iyileştirdiğini söyleyerek teşekkür eder. Aralarındaki konuşma..
--Yazdığın reçete beni eyleşdirdi.
-- Peki nasıl oldu.
--Yazdığın kağıdi, bir bardağ suya atıp, her sabağ bir ludum işdım. Su bitmeden hemen eyleşdım. Şimdi neydim..
--Üstüne su doldur, devam et….

7-Burhan Çaşgır, Nef’i İlkokulu’nda öğretmendi ve lisede beden eğitimi derslerine gelirdi.

8-İlkokuldayken sağlık ocağı tarafından okulda periyodik aşı yapılırdı. Aşı şimdiki gibi değildi. Büyükçe bir enjektör ile 4-5 kişiye aşı yapılır, sonra da metalik su ile dolu bir kutuda enjektör kaynatılırdı.

Katkılarından dolayı, A. Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'e teşekkür ederim.

ÇARŞI DEVAM EDECEK..