Çeşmenin karşısında, Kemal Öztürk'ün oyunlu kahvesi bulunmaktaydı. Kahvenin yerinde Müntaheze ablanın evi vardı, ev yıkılıp yerine bu kahvehane yapıldı. . Yaşı tutmayan müşteri kahveye girince, Kemal abi şöyle derdi : '' Kime bağdın guboli..'' Hemen yanında İhsan Uzun’un, bilardolu oyun kahvehanesi vardı. Arada ise Ahmet dedenin soba dükkanı bulunmaktaydı.
Kahvenin yanında, Şadi beyin ve lisede öğretmen olan Perican Kökdemir'in eşi olan Adnan Kökdemir'in özel muayene klinikleri vardı. Şadi bey avcıydı ve entelektüel bir hekimdi. Altın Kitaplar yayınevinin çıkardığı, Barbara Cartland'ın romanlarını okurdu. Hastanede Deli Yusuf’a elleriyle yemek yedirirdi. En uçtaki kahveyi ise Toto Muammer usta işletirdi. İbrahim Hakkı İlkokulu'nun, kuzeybatısında Kemal Gültekin'in fotoğrafçı dükkanı vardı.
Okulu geçince köşede, Şemsettin Ertaş'ın evi ve dükkanları vardı. Arzuhalci Necati Özdemir, katip Ali Dursun, Halis Arıcı ve maliyeden emekli Mustafa Alıcı'nın dükkanları vardı. Foto Remzi amca da burada seyyar bir şekilde şip-şak fotoğraf çekerdi. Oktay Şahiner’in berber dükkanından sonra, İstanbuldan gelen BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ vardı. Bu dernekte İstanbuldan gelen 2-3 öğretmen kalırdı. Yanda Toksöz Karasu'nun babası Cemil Karasu'nun, arzuhalci yazıhanesi vardı. Cemil Karasu, dükkanın önünde yılın 12 ayı pipo içermiş. İki katlı binanın üst katında avukat Lütfü Esengün ve Riyale Aslan'ın yazıhanesi vardı.
Sırasıyla; Baki Yüce'nin kardeşi Mürşid Yüce ile Fuat ve Nihat Çubukçu kardeşlerin bakkal dükkanı vardı. Bu dükkandan herkes 25 kuruşa akide şekeri alırdı. Manifatura dükkanı olan Mustafa Değirmenci her zaman hafifçe tebessüm ederdi. Fevzi Numan Kara ve Nurettin Öztürk'ün bakkal dükkanları yan yanaydı. En sonda da, Enver Sezer'in lavaş ekmek fırını vardı. Buradan aşağı inince Ramiz Bülbül'ün (tabelasında, Gülok terzihanesi yazan) dükkanı, yanda ise Beşir Temiz'in terzi dükkanı alt tarafta ise Turan Şener'in gazyağı dükkanı vardı. Caddenin sonunda umumi WC. vardı. WC. yıkılıp yerine ekmek fabrikası yapıldı. Karşı tarafta ise çok kibar ve her zaman İstanbul şivesiyle konuşan Zeki Gültekin'in kırtasiye dükkanı vardı. Ramiz Bülbül daha sonra bu dükkanın yanına taşındı.
Okulu geçince köşede, Şemsettin Ertaş'ın evi ve dükkanları vardı. Arzuhalci Necati Özdemir, katip Ali Dursun, Halis Arıcı ve maliyeden emekli Mustafa Alıcı'nın dükkanları vardı. Foto Remzi amca da burada seyyar bir şekilde şip-şak fotoğraf çekerdi. Oktay Şahiner’in berber dükkanından sonra, İstanbuldan gelen BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ vardı. Bu dernekte İstanbuldan gelen 2-3 öğretmen kalırdı. Yanda Toksöz Karasu'nun babası Cemil Karasu'nun, arzuhalci yazıhanesi vardı. Cemil Karasu, dükkanın önünde yılın 12 ayı pipo içermiş. İki katlı binanın üst katında avukat Lütfü Esengün ve Riyale Aslan'ın yazıhanesi vardı.
Sırasıyla; Baki Yüce'nin kardeşi Mürşid Yüce ile Fuat ve Nihat Çubukçu kardeşlerin bakkal dükkanı vardı. Bu dükkandan herkes 25 kuruşa akide şekeri alırdı. Manifatura dükkanı olan Mustafa Değirmenci her zaman hafifçe tebessüm ederdi. Fevzi Numan Kara ve Nurettin Öztürk'ün bakkal dükkanları yan yanaydı. En sonda da, Enver Sezer'in lavaş ekmek fırını vardı. Buradan aşağı inince Ramiz Bülbül'ün (tabelasında, Gülok terzihanesi yazan) dükkanı, yanda ise Beşir Temiz'in terzi dükkanı alt tarafta ise Turan Şener'in gazyağı dükkanı vardı. Caddenin sonunda umumi WC. vardı. WC. yıkılıp yerine ekmek fabrikası yapıldı. Karşı tarafta ise çok kibar ve her zaman İstanbul şivesiyle konuşan Zeki Gültekin'in kırtasiye dükkanı vardı. Ramiz Bülbül daha sonra bu dükkanın yanına taşındı.
Şimdiki Çakıcı'ların nalbur dükkanının yerinde Mücahit Ecer'in kahvehanesi vardı. Mücahit Ecer, 80'li yıllarda İbrahim Gürsaç'ın binasının zemin katında (Salon 80) adında kahvehane açmıştı. Salon 80, öğretmenler lokali gibiydi. Mücahit Ecer'in, Erzurum-Hasankale arasında çalışan Chevrolet taksisi de vardı. Şoförü Seyfeddin abiydi.
Ara sokağı geçince Nusret Özbay'ın kasap dükkanı vardı. Her zaman kül rengi bir önlük giyerdi ve her adım atışında ellerini dizine koyardı. Bitişiğinde Ekrem ve Mehmet Destegül kardeşlerin bakkal dükkanları vardı. Ahmet Özcan’ın kahvehanesi ve yanında da Harun Şahinin fotoğrafçı dükkanı bulunmaktaydı. Harun abi çok güzel karakalem ve yağlı boya resim yapardı. İsmail Sevimli’nin manifatura mağazası bitişiğinde ise Abbas Çakaloğlunun (Laz Abbas) mağazası vardı. Mağaza oldukça nodern görünümlü olup dikdörtgenler prizması şeklinde cam kutudan tabelası vardı. İçi renkli lambalıydı ve italik el yazısı harflerle (İzmirliler Trikoları) yazılıydı. Nejdet Bayoğlu ve Ahmet Kantarcıoğlu’nun kasap dükkanı ve tam köşede Acemlerin Abbas ustanın dükkanı vardı. (Ali Asger)
Tuba otelinin karşısındaki dikdörtgen şeklindeki bina Ali Civelek tarafından içkili lokanta olarak faaliyetini sürdürdü. (1) Bu lokantanın çaprazında, şimdiki bir milyoncunun yerinde madamın içkili lokantası vardı. (2)Daha sonra sırasıyla; Canip Özcan tarafından kahvehane (3), Türkiye İş Bankası (4), Sebahattin Öztaş’ın Kardelen lokantası (5) ve şimdi de Köksal Kavas'ın Eroğlu mağazası bulunmaktadır. (6)
DİPNOTLAR:
1-Ali Civelek, aslen Trabzon'un Araklı ilçesindendir. Kendi elleriyle yaptığı 40 kat baklavası ile ün salmıştı. Daha sonra müdürlüğünü emekli bir albayın yaptığı, bakanlık onaylı 2 yıldızlı turistik oteli işletti. Şehitliğin güneyinde asfaltın kenarındaki etrafı briketle çevrili bahçeli evde otururdu. Oğlu Emrullah, liseyi burada okudu. Liseyi bitirdikten sonra, küçük bir market açtı. Sonraları da Araklı’ya yerleşip kahvehane açtı.
2-Madamın 2 kızı vardı. Evleri ise, şimdiki sosyete giyimin karşısında iki katlı olup yan yanaydı. Bir kızı Talat bey, diğeri ise Galip Temelli ile evliydi. Galip Temelli’yi, her gün demiryolunda elleri arkada dalgın bir şekilde gezerken görürdük. Köprüköy'deki Deliçermiği de çalıştırdılar. Üç kızı iki oğlu vardı. Hikmet'le ilkokulu ve ortaokulda beraber okuduk. Narman tarım lisesini okudu ve genç yaşta rahmetli oldu.
3-Canip Özcan'ın işlettiği kahvehane kaldırımdan biraz yüksekti. Bulkasım köyü civarında kar damlarında biriktirdiği kar ile dondurma, vişne şurubu, limonata ve ayran yapardı. Ayrıca bahçelerin girişinde dondurma dükkanı vardı ve son zamanlarda Veli Baba çay bahçesini de çalıştırdı. Çermiği işlettiği zaman, havluların yıkanması için sanayi tipi çamaşır makinası almıştı. Katkısız portakal suyu da satılırdı.
Müteşebbis bir ruha sahip olan Canip abi, Erzurum'da apartmanın bodrum katında hamam işletmesiyle de meşhur olmuştu. Çerkezköy'e gittiğinde, izbe ve metruk bir bahçeyi belediye başkanından kiralayıp çay bahçesi yapmıştı. Hasankale'deki şimdiki Kervan lokantasının bahçesini çay bahçesi olarak çalıştırmıştı. (Şen park)
4-1984 yılında yaklaşık 17 dönüm ayçekirdeği ekmiştik. 2 ton ayçekirdeğini kilosu 200 liradan, şimdiki sosyete giyimin karşısında toptancılık yapan Zeki Gerekli'ye sattım. Numuneyi kontrol edince, hemen getirmemi söyledi. Çeki yazdı ve saat 3'den sonra bankaya gitmemi söyledi. İş Bankası'na gidip, kapının tam karşısındaki vezneye çeki gösterince, kısa boylu (İbrahim Gürsaç'ın apartmanında kalan) Antalya'lı müdür dahil bütün personel başıma toplandı. Müdür, hemen kahve söyledi ve parayı bankaya yatırmamı rica etti. Yatırmayacağımı söyleyince hepsi kayboldu. Gelmeyen kahve de dahil..
5-Sebahattin Usta'nın kestiği döner ve Ezo çorbasının lezetini hiç bir yerde bulamadım.
6-Köksal Kavas'ın babası ve Avni Kavas'ın da abisi olan Şeref Kavas yıllarca Pasinler Lisasi'nde personel olarak çalıştı. Her karşılaştığımda, ''Kemal Babagil nasıldı?'' diye sorduğumda, hüzünlenir efkarlanır sonunda da şöyle derdi. ''..Yav, dağlar var..''
Katkılarından dolayı; Abdullah Kadıoğlu, A. Yaşar Bayoğlu, Cengiz Deren ve Naci Deryalı'ya teşekkür ederim.
ÇARŞI DEVAM EDECEK