
Karşı tarafta tam köşede Nevruz Uludemirciler'in işlettiği iki katlı ve tabelada ''Arı Otel ve Gazino'su yazan altı kahve üstü otel olan bina bulunmaktaydı. Doğu tarafında, Sıddık Çanakçı'nın başkanlığını yaptığı Ziraat Odası binası ve camda Gülşen Berberi yazan Necati Göşker’e ait dükkan bulunmaktaydı.
Karşı tarafa geçince; solda -şimdiki hal binasının dükkanları yerinde- belediyenin hurdalığı ve ilerde Kemal Kırım'ın evi vardı. Sağ tarafta ise Mehmet Babagil'in kasap dükkanı ile Nadim ustanın marangoz atölyesi vardı. Devamında dayım Selami Özaslan'a ait han bulunmaktaydı. (1) Hanın yanında İsmail Kuzey'in evi vardı. (2)
Yukardan gelen caddeyi geçip karşı tarafa geçince, Mehmet Destegül’ün altı bakkal üstü ev olan bina, hemen yanda ise Hacı Cevdet Yazıcı’nın kesme taşlarla yaptığı Trabzon ve Rize’lilerin kaldığı Park Otel vardı. Devamında Mindivanlı’lara ait bahçeli ev vardı.(3)
Sol tarafta ise Recep Günaydınlı’ya ait ev vardı. (4) Mindivanlı ve Günaydınlı ailelerinin büyük olan pencerelerine demir korkuluk yapılmıştı. Demirler yukardan gelip aşağıya doğru yarım daire şeklini alıyordu. Yani küçük b harfi şeklindeydi. Birgün okuldan gelirken, Recep Günaydınlı’nın evinin yanındaki ev veya ahırın yandığını gördüm. Yangından sonra, yanan yerin sahibi hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kalabalık teselli ederken, içlerinden birisi çıkıp, ağlayana sarıldı ve yanan yeri yeniden yapacağına şeref sözü verip üzülmemesini söyledi.
Şimdiki Tuba otelinden aşağı inince, Foto Çakar’ın dükkanı vardı.(5) Dükkanında renkli; Köroğlu, Tahir ile Zühre, Zaloğlu Rüstem, Demir Pehlivan, Karacaoğlan, Battal Gazinin destanı, Şahmaran, Kerem ile Aslı, şarkı ve türkü sözleri gibi kitaplar satardı. Daha sonra Kemal Gültekin’le ortak fotoğraf dükkanı işlettiler. En sonunda da tarım aletleri satmaya başladı. Hemen yanında bitişik evler vardı. Çanakçı’lar bu evleri söküp dükkan yaptılar. (Milangaz ve Gümüşsuyu halıları bayisi) Bu bina sonradan Halk bankasına satıldı. Şimdiki Postane, Ziraat Bankası’nın yerindeydi. (6) Ziraat Bankası ise Cebbar Pasin’in altı öğretmenler lokali olan iki katlı binasının üst katındaydı. (7)
Postanenin yanında bahçesinde havuz olan belediye binası vardı. Doğuya bakan kapısından girince başkan odası tam karşıdaydı. (Yanda da, dört tane yuvarlak beton direkli yağmurluğu olan Tekel binası vardı. (9) Belediye binasının karşısında, karayolu ile demiryolu arasında ortaokulun hizasında iki katlı kaymakam lojmanı vardı. Kaymakam Hüseyin Öğütçen’in, eşi de ortaokulda matematik öğretmeniydi. (Nermin Öğütçen.) Bayram görmesine giden bütün çocuklara 1 (Bir) lira verdiklerini duyardık. Bir lira o zaman büyük paraydı.
DİPNOTLAR:
1-Kapıdan girince büyükçe bir bahçe ve han vardı. Mahalle ve köyleri dolaşıp hayvanlarıyla meyve satanlar ve çerçiler, akşamları bu handa kalırlardı. Özellikle Tortum’dan getirilen; dut, armut, elma, pestil ve ceviz gibi şeyler.
2-İsmail Kuzey belediye personeliydi ve tellallık yapardı. Zayıf boyu da biraz kısaydı. İki elini sağ kulağına atıp, bedenini de kasarak '' Elaaan...'' diye başlayıp hem yürüyüp hem de ezberlediği metni doğaçlama okurdu. Okuduğu bitince de soru soranlara izah ederdi. Bu şekilde çarşıyı dolaşırdı. . Oğlu Yılmaz (Yuma) ise elindeki demir vasıtasıyla Malakan çayında balık avlardı. Ramazan günleri, okunan ezanla beraber kaleden top atışı yapardı. Ramazanda bütün çocukların hoşuna giden şeyler: Birincisi kaleden atılan topu gözetlemek. İkincisi, Kadıoğlu’nun dükkanının önünde Osman eminin sattığı horoz şekerinden almak. Üçüncüsü de, ikindiden sonra annesinin kucağında Nazlı Baba türbesine gitmek.
3- Bir gün, bir kişi gelip Mindivanlı’dan, ertesi gün ödemek kaydıyla borç para ister. Mindivanlı da yarın gelirse vereceğini söyler. Ertesi gün garibim sallana sallana gelir. Mindivanlı şöyle der :'' Bugün bana vereceğin parayı, şimdi harcayabilirsin..''
4- Cesimi sazıyla çalıp söylerdi. Mensuri ise düğünlerde hiç duymadığımız arabesk şarkılar söylerdi. Kadehlerin tadı yok ve ''Hem senden davacı oldum, hem seven gönlümden, acı merhamet et.. hem sana, hem bana sararıp soluyorum...'' şarkısını ilk defa ondan dinledim. Biga Çiftetellisi ve Edirne Kasaphavası figürlerinde ise rakipsizdi.
5-Foto Çakar, mert ve gariban dostuydu. Bir gün dükkanının önünden, Permatik satan birisi geçer. Akşama doğru aynı şahıs geçince, Foto Çakar, ne kadar sattığını sorar. Adam, hiç satamadığını söyleyince, bir çanta dolusu jiletlerini satın alır, ve her müşterisine birer tane hediye eder. Foto Çakar'ın belediye başkanlığına adaylık konuşmasından, ''Bir gazzığ Gorele'nin(Halil Günaştı) ğanlarının oraya çağiyerim, bir gazzığ da Özkan'ın (Özkan Kotukoğlu) petrol isdasyonuna çağiyerım. Çırpi çekiyerım, dişarda galan binalari yığiyerım..''
6-Postanenin bankosu biraz yüksekti, mektubu memura vermek hayli zor oluyordu. Memur da alıp büyükçe bir kutunun içine atıyordu. Pazar günleri saat 9 civarında, Erzurum radyosunda hafif batı müziği (Aranjman) dinleyici istekleri vardı. Dinleyeceği şarkının ve sanatçının adı ve istekte bulunanların adı yazılıp postaya verilirdi. Bu sanatçılar: Barış Manço, Cem Karaca, 3 Hür-el, Modern folk üçlüsü, Asu Maralman, Ayla Dikmen, Nilüfer, Cici Kızlar, Fikret Kızılok, Nonna Bella, Erol Büyükburç, Esin Afşar, Alpay, Esmaray..
Pazar sabahı herkes lavaş ekmek patates ve göğermiş peynirle evinde hem kahvaltı yapar hem de Erzurum radyosunu dinlerdi. Birisi, Hasankale eşrafından olanların isimlerini Erzurum radyosuna yazıp onlar adına şarkı çalınmasını istiyor.
Spiker: ‘’Sayın seyirciler, Erzurum Radyosunun hazırlayıp sunduğu Türk hafif müziği dinleyici istekleri programına başlıyoruz. … Pasinler’den; Cemal Gözeler, Tayyar Koyuncu, Sıtkı Eroğlu, İbrahim Bayoğlu… için istekleri olan ….. parçayı çalıyoruz.'' Bir iki hafta devam edince, her yerde dedikodular başlıyor, ve isimleri okunanlar ayıplanıyor. Bunu yapan kişi, istek mektubunu postahanedeki memura verirken, belediye başkanı İhsan Toraman, arkadan yaklaşıp elini omuzuna koyup şöyle diyor : ''Evladım, bir daha yapma..''
Pazar sabahı herkes lavaş ekmek patates ve göğermiş peynirle evinde hem kahvaltı yapar hem de Erzurum radyosunu dinlerdi. Birisi, Hasankale eşrafından olanların isimlerini Erzurum radyosuna yazıp onlar adına şarkı çalınmasını istiyor.
Spiker: ‘’Sayın seyirciler, Erzurum Radyosunun hazırlayıp sunduğu Türk hafif müziği dinleyici istekleri programına başlıyoruz. … Pasinler’den; Cemal Gözeler, Tayyar Koyuncu, Sıtkı Eroğlu, İbrahim Bayoğlu… için istekleri olan ….. parçayı çalıyoruz.'' Bir iki hafta devam edince, her yerde dedikodular başlıyor, ve isimleri okunanlar ayıplanıyor. Bunu yapan kişi, istek mektubunu postahanedeki memura verirken, belediye başkanı İhsan Toraman, arkadan yaklaşıp elini omuzuna koyup şöyle diyor : ''Evladım, bir daha yapma..''
7-İbrahim Hakkı İlkokulu'nda akşam vakti çıktığımızda, askeri vinç (Crane) üst kattaki pencereden kasayı çıkarıyordu. Banka yeni binasına taşınıyordu. (1968 veya 69) Bankanın, plastik cüzdanlı cep ajandası vardı. Banka müdürünün oğlu (Şefik Çelebi), ilkokuldayken bizim sınıftaydı. Bu ajandadan bazılarına getirirdi.
8-Şimdiki Halk Bankası'nın olduğu yer, bahçesinde havuz olan belediye binasıydı. Doğu yönüne bakan kapısından girince, tam karşıda başkanın odası vardı. Başkan masası, güney tarafa bakıyordu. Sağında ve ön tarafta siyah renkte koltuklar vardı.
9-Tekel ürünleri, dört tekerlekli tablacı arabasıyla baba-oğul tarafından esnafa dağıtılırdı. Tekerlekleri eğri büğrüydü ve devrilecek gibiydi. Alkol, kibrit, 100 gr. çay (3.5 lira), kibrit ve sigara dağıtımı yapılırdı. Sigaralar: Çamlıca ( Beyaz zemin üzerinde yeşil çam ağacı çizimi vardı. Dükkan camlarına yapıştırılırdı.), Yenice (Beyaz zemin üzerine kırmızı büyük harflerle ismi yazılıydı, 225 kuruş.), Bahar (Ortasında kare içinde desen vardı.), Gelincik (Kadınlar içerdi ve g harfi hem büyük hem de havalıydı.), Yeni Harman (Kavuniçi renkte idi.), Kulüp (Beyaz renkteydi.) , Birinci, İkinci, Üçüncü (75 kuruş), Bafra (B harfi havalıydı, 125 kuruş), Yaka ve tütün. Ayrıca MSB. için, Silahlı Kuvvetler ve Asker sigarası. Bazı entelektüeller de pipo içerdi. Eczacı Recai abi gibi.. (R. Uzunlar)
Katkılarından dolayı: A. Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'e teşekkür ederim.