
Devamında ise hanın doğu tarafının duvarları bulunmaktaydı. Duvarın bitiminde; Zeki Şeren’in mobilya dükkanı ile Vahip Şakar’ın tuhafiye dükkanı, kaldırımın sonunda ise Mehmet Babagil’in kasap dükkanı vardı. Bu kaldırımda seyyar ayakkabı tamircileri ve Ömer Temirlenk’e ait incir, açma vs. satan seyyar arabası vardı.
Şimdiki hal binasının olduğu yer, belediye hurdalığıydı. Aynı zamanda garaj ve yıkama -yağlama yeriydi. Giriş kapısı, huzurevinin olduğu taraftaydı. Belediyeden emekli Hayrettin Narmanlı dedi ki : ‘’ Dükkanların tabla kalıplarını marangoz Nadim usta yaptı, beton dökme işini de belediye personeli olarak biz yaptık. İşimiz bittiğinde, turistk otelde İhsan Toraman güveç ziyafeti verdi, ondan sonra da otelin havuzunda yıkandık. Havuz sadece bize tahsis edilmişti.’’
Hal binasının güney tarafındaki dükkanların hepsi kasap dükkanları için ayrılmıştı. Kasapların hepsi taşınsa da, zamanla bazıları ayrıldı. Orta kısımda kalan dikdörtgen şeklindeki açık alanda ise sabah köyden mahsüllerini getiren üreticiler; salata, fasulye, kelle ayçekirdeği, mısır, lahana, patates gibi ürünlerini satarlardı. (5) Sinema hal binasının güney tarafında bulunmaktaydı, sinemanın doğu tarafında ise at arabacıları bulunurdu.
DİPNOTLAR:
1-Kaldırımın köşesinde büyük bir elektrik direği vardı. Direk dört köşeli ve geniş olduğundan kaldırımı kapatmış gibiydi. Doğuya bakan tarafında tahta üzerinde Kısmet sinemasının film afişi vardı. Yanan Mindivanlı otelinin önündeki tahta bariyerlerin üzerinde, yan yana iki film afişi bulunurdu. Soldakinde ‘’bugünkü program, sağdakinde ise ‘’yakında’’ ibaresi yazılıydı. Bir de gezici ekip vardı. Bir veya iki kişi afişi tutarken bir başkası teneke veya karton huni vasıtasıyla ‘’Alo alo, dikkat dikkat bugün/yarın saat 13.30'da Kısmet sinemasında…’’ Bu reklamasyon, salı ve cuma günleri bayanlar matinası için yapılırdı.
2-Gregory Peck’e benzeyen ve üst dişlerinden biri veya ikisi altın kaplama olan İbrahim Bayoğlu, mahallede bulunan fakirlere yardım yapmayı seven birisiydi. Özellikle ramazan geceleri, erzak paketini evin önüne bırakır, kapıyı çalıp hemen uzaklaşırdı. Kandil geceleri yatsı namazından sonra mevlit okunacağı zaman, hemen mihrabın önüne dizilen koro gurubuna dahil olurdu. Komşu mağazaları gezip hızlıca bütün gazeteleri okurdu.
Her sene İstanbul’a mağaza için mal almaya gittiğinde Hilton otelinde kalır, Doğu Expresi'nin yataklı vagonuyla dönerdi. Expres saat 14 civarında ilçeye girerken, İbrahim Bayoğlu da yarıya kadar indirilmiş yataklı vagon penceresinden başını çıkarmış vaziyette artistik poz verirdi. Babası hacı Sıtkı efendi, her akşam kapının önünde ezan okur sonra da imam olup namaz kıldırırdı. Her Perşembe akşamı da Alvar’lı efe hazretleri faytonla geldiğinde evlerinde zikir yapılırdı.
Her sene İstanbul’a mağaza için mal almaya gittiğinde Hilton otelinde kalır, Doğu Expresi'nin yataklı vagonuyla dönerdi. Expres saat 14 civarında ilçeye girerken, İbrahim Bayoğlu da yarıya kadar indirilmiş yataklı vagon penceresinden başını çıkarmış vaziyette artistik poz verirdi. Babası hacı Sıtkı efendi, her akşam kapının önünde ezan okur sonra da imam olup namaz kıldırırdı. Her Perşembe akşamı da Alvar’lı efe hazretleri faytonla geldiğinde evlerinde zikir yapılırdı.
Annesi Rafia hanımım sol burnunun altında üzerinde tüyler olan küçük bir et dikeni vardı. İbrahim Bayoğlu evini Alanya’ya götürürken, eşi Nurten ablanın taksinin arka sağ tarafından mahalleye hüzünlü bir şekilde baktığını hiç unutamam. Nurten abla Tokat’lı olduğundan, cümleleri; gidiyürüm, geliyürüm, dinliyürüm.. şeklinde son bulurdu. Bahçelerinde bulunan hafifçe yana yatmış büyükçe ahşap bir kulübe vardı. Devrilmemek için bayağı direndi.
3-Kaldırımda, Mustafa Ölçer kolonya ve esans satardı. Çoğu zaman, yanından geçenlerin yakalarına enjektörden esans püskürtürdü. Evvelden , esans satışını –iyi kokular diyerek- Doğu expresinde yapardı.
4- Necati, Efe uzun boylu artist gibi birisiydi. 75’li yıllardı mağazasında televizyon da satardı. Televizyon fiyatı 5000 liraydı. Televizyon markaları; Blaupunkt, Nordmende, ITT Schaub Lorenz, Phılıps, Rank-Arena, Telefunken, Cosmos (İES) Sony, JVS.. Atatürk Üniversitesi Ziraat fakültesi öğretim üyesi prof. Şaban Karataş'ın TRT. genel Müdürü olmasıyla birlikte Erzurum; pazartesi, çarşamba ve cuma günleri paket yayın yapmaya başladı. Saat 18 de Can Akbel veya Çetin Çeki'nin haberleri sunmasıyla yayın başlardı ve 23'de istiklal marşıyla sona ererdi.
William Shatner (Kaptan) ve kepçe kulaklı Leonard Nimoy (Mr. Spack, seslendiren Erol Amaç) rol aldığı science-fiction türü Uzay Yolu dizisi meşhurdu.
--Ne kadar zamanımız var, Mr. Spack?
--İki dakika yirmi üç saniye, kaptan!...
Arsen Lüpen, Sherlock Holmes ve Tatlı sert (Emma Peel) polisiye dizileri ilgimizi çekerdi.
--İki dakika yirmi üç saniye, kaptan!...
Arsen Lüpen, Sherlock Holmes ve Tatlı sert (Emma Peel) polisiye dizileri ilgimizi çekerdi.
5-Bazı dükkanların önünde; taze bostan, çiçeği burnunda, çamuru karnında diyerek salatalık satılırdı. Çoğu müşteri, soyup tuzlayarak yerdi, salatanın kabukları da boş üzüm kasasına atılırdı. Haşlanmış mısır satanlar da ''buğlu mısır'' diyerek çarşıda dolaşırlardı. Küçük çocuklar; ''Keskin nane.. 5 kuruşa 5 tane, 10 kuruşa 10 tane..'' diye bağırarak nane satardı. Çarşıda, 3 tekerlekli bisiklete benzeyen araçla pamuk şekeri ve tatlı da satılırdı.
Mağaza sahibi kısa bir süreliğine bir yere gidecekse, kapının tam ortasına tabure, veya yanlamasına saplı süpürge bırakırdı. Bu haliyle mağazaya girmek hoş bir davranış sayılmazdı.
Katkılarından dolayı; A. Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'e teşekkür ederim.
Katkılarından dolayı; A. Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'e teşekkür ederim.
ÇARŞI DEVAM EDECEK